Umut Varsa Engel Yoktur

Umut Varsa Engel Yoktur
Pek çok insan savaşlar, çatışmalar, afetler dolayısıyla hayallerini, yaşamlarını bırakmak ve zorluklarla mücadele etmek durumunda kalıyor. Engelli kişiler için ise sürecin zorluğu daha da artabiliyor. Her şeye rağmen umut varsa, güven ve çaba varsa sıkıntılar aşılabiliyor. İbrahim’in hikayesi de bunun güzel bir örneği. Lazkiye Üniversitesi’de tarih okuduktan sonra sanat alanında çalışmalar yürüten, kültür merkezinde yönetici olarak çalışırken savaşın etkisiyle yaşadığı topraklardan uzaklaşmak zorunda kalan İbrahim (36), fiziksel engeline rağmen kendisine olan inancı, ailesinin ve Kızılay’ın desteği ile zorlukları aşabilen insanlardan biri. Avrupa Birliği’nin sağladığı maddi destekler ile çalışmalarını sürdüren Türk Kızılay Mersin Toplum Merkezi’nde Türkçe kurslarına devam eden ve 3 yıldır Türkiye’de yaşayan İbrahim eşini, annesini ve babasını alıp güvenli bir yaşam sürebilmek adına Türkiye’ye gelmiş. “1 yıl önce evimden çıkamazken, ulaşabileceğim hiç bir yer olmadığını düşünürken şimdi Toplum Merkezindeki arkadaşlar sayesinde hem daha çok sosyalleşebiliyorum, hem daha rahat ve huzurlu yaşayabiliyorum.” Fiziksel engeli sebebiyle yürüyemeyen İbrahim için hem yaşadığı şehir olan Mersin’in, hem de Kızılay Toplum Merkezi’nin onun için engelli dostu olduğunu belirtiyor; “Türk Kızılay’ına müteşekkirim. Buraya geldiğimden beri adım adım birlikteyiz. 1 yıl önce evimden çıkamazken, ulaşabileceğim hiç bir yer olmadığını düşünürken şimdi Toplum Merkezindeki arkadaşlar sayesinde hem daha çok sosyalleşebiliyorum, hem daha rahat ve huzurlu yaşayabiliyorum.” “Toplum Merkezlerinde engelli rampasının olması, asansörün olması, engelli tuvaletinin olması çok güzel. Benim için büyük bir avantaj. Durumumdan ötürü havalı yatağa ve sondaya ihtiyacım olmuştu. Toplum Merkezleri Özel İhtiyaç Desteği (SNF) kapsamında onları da karşıladı. Şimdi ise fizik tedaviye gidiyorum”. İbrahim, Mersin’in de engelli birinin yaşayabilmesi için çok rahat bir şehir olduğunu sözlerine ekliyor, “Bu röportaja da ilk olarak tek başıma geldim. Engelliler için oluşturulan özel dolmuşlarla buraya geliyorum. Bizler için büyük bir avantaj.” “Biz burada abi kardeş gibiyiz. Caner öğretmene, Emel öğretmene çok teşekkür ediyorum.” İbrahim’in ailesi de Türkçe kurslarına geliyor ve onunla aynı duyguları paylaşıyor. 66 yaşındaki babası da hemen hemen her gün Toplum Merkezi’ne geliyor, Türkçe pratiği yapıyor ve sosyalleşiyor. Hocalarıyla da çok güzel anlaştığını belirtiyor; “Biz burada abi kardeş gibiyiz. Caner öğretmene, Emel öğretmene çok teşekkür ediyorum.”