Sanatıyla Hayatlara Dokunan Bir Toplum Merkezi Gönüllüsü

Sanatıyla Hayatlara Dokunan Bir Toplum Merkezi Gönüllüsü
Yüzünde bir yandan yılların getirdiği yorgunluk, savaşın getirdiği hüzün; bir yandan da ailesi ile bir arada olabilmenin ve hayata tutunabilmenin verdiği bir huzur vardı Muhammed Cuma’nın. Bir süredir Türk Kızılay’ın Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Bağcılar Toplum Merkezi’nde gönüllü olarak diğer yararlanıcılara resim dersi veren 55 yaşındaki Muhammed, Suriye’de yaşanan ve milyonlarca kişinin yerlerinden edilmesine sebep olan savaştan dolayı ailesi ile 5 yıl önce Türkiye’ye gelmiş. “Benim geldiğim tarihte Türkiye - Suriye sınırı açıktı. Dolayısıyla geçerken büyük bir sıkıntı yaşamadım; ancak orayı bırakmak da bir o kadar zor oldu. Kendi toprağını bırakmak incitiyor insanı… İlk olarak ailemi gönderdim, bir süre sonra da ben geldim. Arazilerimiz vardı, ekinlerimizin olmasını bekledim. Ardından onları da toplayıp geldim. İlk olarak oğlum İstanbul’a geldi, iş buldu. Çocuklarım için korkuyordum. Savaş yaşanmadan bilinmiyor. Özellikle çocuklarınız varsa, onlar için daha iyi bir yaşam istiyorsunuz.” “Suriye’deki evimde bahçeyi boş göremezdiniz. Hepsinde doğa resimleri vardı." Mesleği elektrik teknisyenliği olan Muhammed, 55 yıllık yaşantısının 30 yılından fazlasını resim yaparak geçirdiğini söylüyor. Resim yapmayı hem hobi olarak hem de para kazanma aracı olarak değerlendirdiğini de ekliyor: “30 yılı aşkın süredir resim yapıyorum. Resim benim için hayatın vazgeçilmez bir parçası. Ruhumun da öyle. Kimi zaman hobi olarak yaptım resmi, kimi zamansa ufak projelere dahil olarak sanatımı orada değerlendirdim. Resim, teknisyen olarak çalıştığım meslek yaşamımda da bana yardımcı oldu.” “Suriye’deki evimi görme fırsatınız olsaydı keşke. Evimde bahçeyi boş göremezdiniz. Hepsinde doğa resimleri vardı. Diğer tarzlar dahil binlerce resim yapmışımdır şu yaşamımda” diye ekliyor Muhammed. Toplum Merkezi ile tanışmasının ise oğlu aracılığıyla olduğunu belirtiyor. “Oğlumun çalıştığı iş yeri ile ilgili bir sıkıntısı vardı. Toplum Merkezi’nde danıştık, bizimle yakından ilgilendiler. Bize ilgili yönlendirmeleri yaptılar, ardından Türkçe kurslarının varlığını öğrendik. Ona dahil olduk.” Belirli bir yaştan sonra yeni dil öğrenmenin zorluğunu da söylüyor: “Çocuklarım Türkçe konusunda çok daha başarılılar. Ben de elimden geleni yapıyorum, ancak gençken yeni bir dil öğrenmek çok daha rahat. İki dil konuşmaya çalışıyoruz ama yaşımız büyüdü. Yaşımız büyüdükçe algımız da azaldı, dolayısıyla Türkçe öğrenirken zorlanıyoruz.” Belli seviyede Rusça, İngilizce, Kürtçe de bilen Muhammed, bölge halkıyla da arkadaşlıklar edindiğini ve paylaşma ile farklılıkların zenginlik olduğunu söylüyor: “Benim Türk arkadaşım da var, Iraklı da var. Bazen balık avlamaya gidiyorum, orada sohbetler ediyoruz. Dil olarak birbirimizi anlamaya çalışıyoruz, anlamasak da anlaşıyoruz. En önemlisi, birlikte gülümseyebiliyoruz.” “Toplum Merkezleri çok başarılı bir proje, çünkü herkesi dahil ediyor.” Toplum Merkezlerinde sanatını başka kişilere de öğreterek paylaşma kültürünü yaşattıklarını söylüyor: “Bağcılar Toplum Merkezi’nde bir süredir gönüllü olarak resim öğretmenliği yapıyorum. Çocuklara da, büyüklere de öğretiyorum. Önemli olan istekli olmak. Toplum Merkezleri çok başarılı bir proje, çünkü herkesi dahil ediyor. Bir Suriyeliyi de görebiliyorsunuz, bir Iraklıyı da, bölge halkını da. Buradaki pek çok kursa geliyorlar, aktivitelere katılıyorlar. Hem ilim öğreniyorlar, dil öğreniyorlar; hem de sanat yapabiliyorlar.” Muhammed Cuma, Türk Kızılay’ın 15 Toplum Merkezi’nin binlerce yararlanıcısından sadece biri. Toplum Merkezleri, yerlerinden edilmiş insanlara ve bölge halkına koruma, sosyal uyum, geçim kaynağı geliştirme, sağlık ve psikososyal destek gibi pek çok alanda hizmetler sağlıyor, dayanıklı toplum için çalışmalar yürütüyor.